Yeni bir fikir ve o fikrin ileride çok başarılı olacağını inanmak… Her yeni girişimin temel başlangıcı bu şekilde olmaktadır. Buraya kadar sizi riske atacak bir başlık göremiyoruz. Bu noktada biraz cesaret ve ince bir öngörü yeterli oluyor. Fakat bilinmelidir ki; bir girişime adım atmak, çok iyi bir planlama, yeterli sayıda kaliteli bir ekip ve iş kapsamına göre güçlü bir sermaye gerektirir. Belirttiğimiz ana maddelerin dışında ise günümüz teknolojisine çok iyi hakim olup, ihtiyaç alanlarınıza göre doğru çözümleri belirlemeniz çok önemlidir.
“Fikrim geldi! Peki şimdi ne yapacağım ve nelere dikkat etmeliyim?” diye soruyorsanız aşağıdaki cevaplarımıza göz atın.
- Bulduğunuz fikrin günümüze katkısı ne/nelerdir? Fayda sağladığınızı düşündüğünüz noktalar pazarda bir boşluk mudur? Fikrinize aşık olmanız bittiyse şimdi ciddi bir şekilde düşünme zamanı. Bir fikri değerli kılan şey daha önce hiç hayata geçirilmemiş olması değil, çok kullanıcısı olan bir sektöre hitap etse bile herkesin sunduğu üründen/hizmetten farklılaşacağı bir faydaya sahip olmasıdır. Bu yüzden işe başlamadan önce pazarı çok iyi araştırmanız gerekmektedir. Pazar araştırmanız sonrasında her şey olumlu bir şekilde ilerliyorsa pazardaki bu boşluğu iyi bir şekilde tanımlayıp, potansiyel rakip olabilecek firmaları iyi incelemeniz gerekmektedir. Nede olsa her zaman bir adım önde olmak iyidir. İşimizi geliştirirken kovalayan değil kaçan olmamız her zaman bize avantaj sağlayacaktır.
- Doğru bütçelendirme ile çöpe atmayı göze aldığımız değil, hedefi vuracak sermayeyi yaratabiliriz. Evet, biliyoruz ki sadece iyi bir fikir her zaman tek başına yeterli olmuyor. Hele ki günümüzde rekabet bu derece acımasızken… O yüzden iyi bir tecrübeye sahipseniz hemen gerekli olan sermaye için çalışmaya başlayın. Ar-ge, pazarlama, kurumsal kimlik, teknolojik ihtiyaçlar, ekip ve daha onlarca, yüzlercesi… Sonuçta çıkacak olan rakama takılmayı bırakın ve bütçelendirme sonrasında bu bütçeyi katlayacak stratejiyi oluşturmaya başlayın! Eğer bu süreci nasıl yöneteceğinizi bilmiyorsanız, mutlaka bir profesyonele danışın.
- Markanızı sizin kadar sevecek birileri var mı oralarda? Küçük bir parıltıyla başlayan bu yolda liderliğinize saygı duyacak ve markaya neredeyse sizin kadar bağlı olacak bir ekip kurmak çok önemlidir. Çünkü bu yolun engelleri de var, gülüp eğlendiğiniz anları da… Unutmayın ki her şeyi tek başınıza yapamazsınız. İşi geliştirmek için bolca vakit ve huzur gereklidir. Bu yüzden işine sadık, katma değer sağlamak isteyen çalışanlar sizin gizli sermayeniz olacaktır.
- Tüm kayıtları düzgün bir şekilde tutun! Hem de ilk günden başlayarak… İstatistiklere, analizlere ve raporlara sonsuzca inanın. Bilin ki doğru bir şekilde tutulmuş istatistikler aynı zamanda tahmin mesafenizi kısaltır. Bu sayede hataları ve doğruları kolay bir şekilde tespit edersiniz. Aynı zamanda performansınız ve pazar ile ilgili doğru sonuçlara ulaşırsınız. İlk başta belirlediğiniz hedeflere ulaşmanın ve o hedefe kalan mesafeyi ölçümlemenin en doğru yolu rakamlardır. Bilimde uzaklaşmayın!
- Asla ama asla umutsuz olma! Gerçekçi olmayı elden bırakma! Başarılı olmak bir günde gerçekleşmez. Her başarı, doğru bir fikri ve o fikrin doğrultusunda çok çalışmayı gerektirir. Bu yüzden başarı ölçümlemesini günlük olarak değil, koyduğun hedeflere göre yap. Gündemi çok ama çok iyi takip et. Çünkü oralarda her an senin için eşsiz bir fırsat doğabilir. Beş yıl üzerinde çalıştığın bir projenin ömrünü küçük bir fırsatta sonsuzluğa uzatabilirsin.
Girişimcilik; bahsi geçtiğinde, havalı, cesur, güçlü, güzel ve sana ait gözükür. İlk gün de bile yarattığı his bambaşkadır. Ama unutma ki; her aşk güzel başlar. Her günü öyle geçecek sanırsın… Belki de geçer kim bilir? Her şey senin elinde!